Yunan mitolojisi, dünya mitleri içerisinde en derin, bol karakterli ve şüphesiz ki popülaritesi hiç düşmeyen yegâne mitolojidir. Hakkında sayısız kitap yazıldı, yazılıyor. Kurmacadan akademik metinlere konu olmasının yanı sıra, pek çok sanat dalında da işleniyor. Yıllar ve hatta yüzyıllar geçse de böyle olacağından emin olabiliriz. Çünkü, anlatılanların çoğu insani duyguları barındırıyor ve insanlar bunlarla kendilerini özdeşleştirip bir şekilde kendilerine ait hissediyorlar.
Yunan mitolojisini hiç bilmeyen, daha önce hiç araştırmamış ve bu derin mitolojiyi merak eden başlangıç okurları için önerilebilecek pek çok kitap sayılabilir. Fakat bu seviyedeki okurdan farklılaşan, ileri seviye araştırmacılar ve meraklılar için daha doyurucu kaynaklar ise daha sınırlı. Mitolojiye psikolojik ve diğer doğa bilimleriyle karşılaştırmalı olarak inceleyen, akademide kullanılmak üzere teorilerle beslenip kaynak araştırması yapılarak sunulan sınırlı sayıda kitaptan bahsedebiliriz. Her haliyle çok fazla karakterli ve inanılmayacak derecede çok olaylar silsilesiyle dolu bu alan için, kapsamlı çalışmaların yapılması diğer alanlara göre daha zor diyebiliriz. Çünkü çok fazla söylence ve anlatı, bu mitolojiye kaynaklık ediyor. Böyle olunca da Yunan mitolojisi dediğimizde, her kaynakta farklı bir temellendirme okumamız ve görmemiz mümkün. Kimi kaynak Okeanos ve Tethys’i her şeyin başlangıcına koyarken, bazı kaynaklar da Orpheus’un şarkılarında anlattığı ve “Başlangıçta Gece vardı; bu öykü böyle başlıyordu,” şeklinde başlayan Yumurta ve Eros’u kapsayan anlatıyı temel alırlar. Her şeyin başlangıcına dair bir diğer öykü olan Hesiodos’un kaynaklık ettiği anlatı da Kaos’un meydana çıktığı ve sonrasında Gaia ve Eros’un var olduğu bir başlangıç sunmaktadır. Bahsetmek istediğim konu da tam olarak budur: Başlangıcı ve doğuşundan itibaren Yunan mitolojisine dair farklı anlatımları, hikâyeleri okumak mümkün lakin bu hikâyeleri farklı farklı kaynaklardan okumak, değerlendirmek ve karşılaştırmak meraklıları için hem zor hem de oldukça zahmetli bir iş. Elinin altında birçok kaynak bulundurmak, arşivlemek ve araştırmak hem maddi hem de manevi zorluklar içeriyor.
İşte tam da bu noktada bu bahsettiğim boşluğu dolduran bir kaynak kitap öne çıkıyor. Alman düşünür ve profesör Karl Kerenyi, neredeyse tüm eğitim ve araştırma hayatının sonucunda yaklaşık on yıllık yazma, kaynak toplama ve dökümantasyon sürecinin sonunda iki ciltten oluşan ve Yunan Mitolojisi adını verdiği bir çalışma hazırladı. Öyle bir çalışma ki, Yunan mitolojisini başlangıcından itibaren farklı kaynaklarda anlatılan birbirinden ayrılan hikâyeleriyle beraber karşılaştırabileceğimiz, tanrıları, insanları ve kahramanlarını ayrı ayrı bölümlerde inceleyebileceğimiz bir derleme. Yani, Yunan mitolojisine gönül verenler ve araştıranlar için bulunmaz bir nimet!
İlk cilt, doğal olarak Yunan mitolojisinin doğuşuna dair hikâyelerin sunumu ve karşılaştırmalarıyla başlıyor. Üç farklı yaratılış hikâyesini okuduktan sonra, yine aynı şekilde karşılaştırma imkânı bularak Titanların öykülerini okuyoruz. Tüm zamanlardaki anlatı sırasına göre ilerleyerek bir nevi okuyucusuna kılavuzluk da eden Kerenyi, akıllarda kafa karışıklığı yaratmamak adına mitolojideki hiyerarşiyi okuruna anlatarak ilerliyor. Yüce aşk tanrıçası, tanrıların ulu annesi ve onun refakatçileri, Zeus, Zeus’un eşleri, yaşadıkları mekânlar ve buraların yaratılış hikâyeleri, Metis, Athena, Leto, Apollon, Artemis, Hera, Ares, Hephaistos, Maia, Hermes, Pan, Poseidon… Adını sıklıkla duyduğumuz mitolojik kahramanların, tanrıların öykülerini okurken, Kerenyi, araştırmasının dayanaklarını da bizlere sunuyor. Geleneksel anlatıların dışında, Yunanistan’ın farklı yörelerinde rastladığı Eski Yunan kalıntıları ve vazolarının üstündeki çizimlerden yola çıkarak yorumları da çalışmalarının içerisine katıyor. Çalışmanın son kısmında bu kalıntıları görsel olarak görebiliyoruz. Yani her yönden oldukça temel nitelikte kaynaklara kadar inilmiş, kapsamlı bir çalışmayla karşı karşıyayız.
Kitabın ikinci bölümü ise, Yunan mitolojisini oluşturan en önemli unsurlardan olan kahramanların hikâyelerine konuk oluyoruz. İlk cilde nazaran çok daha fazla malzeme içeren bu bölüm, içinde pek çok anlatıyı barındırıyor. Kerenyi, bu ciltte, kahramanların hikâyelerini ele alırken, onların tanrısal yetenekleriyle sınırlı kalmıyor. Bununla beraber, kahramanların felsefik yönüyle de okuruna başka bir bakış açısı kazandırmayı amaçlıyor.
Yunan mitolojisinde anılan, günümüze hikâyeleri aktarılan yani bilinen tüm kahramanların hikâyelerini, farklı anlatılarla beraber görüyoruz. Yaptıkları kahramanlıklar, olağanüstü yetenekler, dillere destan olacak savaş başarıları, destansı aşkları, güzellikleri, yakışıklıkları, tüm insani zaaflarıyla beraber koskoca bir tarihi gözlerimizin önünde görmek mümkün.
Çok katmanlı ve farklı farklı kaynaklarla desteklendiği için iç içe geçmiş pek çok hikâyeyi bünyesinde barındıran Yunan Mitolojisi başlı başına bir başyapıt. Şüphesiz ki bir oturuşta tamamını okumanız mümkün değil. Lakin araştırma konunuzda ciddi yardımı dokunacağı, merakızını dindireceği ve sizi Yunan mitolojisine ziyadesiyle doyuracağı kesin.
Uzunca süredir ulaşılamayan bu kıymetli çalışmayı Say Yayınları geçtiğimiz aylarda piyasaya sürdü. Orijinal dilinden çevrilen çalışmanın iki cildi birden tek kitapta toplanmış durumda. Başta bahsettiğim farklı kaynakları tek kitapta toplama konusuna kesin çözüm getirdikleri ve bu değerli çalışmayı bizlere kazandırdıkları için kendilerine teşekkür etmek gerekiyor.
Caner Almaz
kitap@sosyalbilimler.org
Künye
- Karl Kerényi, Yunan Mitolojisi: Tanrılar, İnsanlar ve Kahramanlar
- Çev. Oğuz Özügül
- İstanbul: Say Yayınları / 2018
Görsel
- The Rape of Proserpine
- Hans von Aachen / 1589
- Muzeul Național Brukenthal, Sibiu /Romanya