Teknoloji insan hayatını her açıdan etkiliyor. Örneğin, cep telefonlarının beyin tümörüne sebep olması, sürekli bozulması, araba kazaları, gençler arasında görülen bağımlılık ve gerçek hayattan kopmak vb. bunun gibi birçok durumla karşılaşılırken, akademik alanda da pek çok üniversitenin Facebook’u, ders süresi boyunca kullanılan cep telefonlarını ve gün gittikçe kullanımı artan popüler Microsoft PowerPoint programını yasaklamış olması istisnai bir durum değildir.
Buna asla inanmayacaksınız ama dünyanın her yerinde özellikle de üniversitelerde PowerPoint kullanımının yasaklanıp yasaklanmayacağı konusundaki tartışma tekrardan alevlendi. İnanabiliyor musunuz, mesela bugün okuryazarlık oranı %60’dan düşük olan Pakistan ve yükseköğrenim kurumları, üniversiteleri hâlâ bu tarz araştırma konularıyla uğraşıyor: PowerPoint kullanımının yasaklanması iyi bir karar çünkü PowerPoint öğrencilerin zihinsel kapasitelerini geliştirmek yerine, onların büyük oranda zarar görmesine neden olan bir araçtır.
Şüphesiz ki, yeni sunum teknolojileri olan Prezi, Impress ve SlideRocket vb. yazılımların birçok faydalı yanı var ve bunlar 3D ve 4D animasyon konseptleri içinde üretiliyorlar. Ama yine de beklenilen sonuçları vermiyorlar. Gerçek öğrenmenin dışında, öğrencilerde bıkma ve demoralize olma durumlarıyla karşılaşılıyor ve birçok durumda da öğrenmenin gerçekleşmediği gözleniyor. Eğer bana soracak olursanız, PowerPoint, insanın zihinsel gelişimi ve eleştirel düşünmesini tehdit ediyor.
PowerPoint sunumlarını takip etmek zordur ve eğer bir slaytı kaçırırsan, bu durum bütün noktaları kaçırmana sebep olabilir ve daha sonra sunumun hızına ve tarzına ayak uydurmakta zorlanırsın. Başlangıçta, Microsoft 1987 yılında bizleri PowerPoint ile tanıştırdı ve bugün tahmin edilene göre, az ya da çok dünyadaki 30 milyon sunum PowerPoint kullanılarak yapılıyor. Ama zaman geçtikçe araştırmacılar, PowerPoint sunumlarının fazlaca basit ve ana noktalar üzerinde durduğunu ve bunun da ana konunun zorluğunun atlanılmasına ve hocaların ve öğrencilerin derinlemesine çalışma yapamamalarına neden olduğunu belirtiyor.
Bu konu hakkında yapılan bir tartışmada sunumların öğrenme sürecinde hoca-öğrenci iletişimini, grup tartışmalarını ve soru-cevap kısımlarını tamamen yok ettiği üzerinde durulmuştur. Dahası alanına hâkim olmayan yeteneksiz ve tembel hocaların, okul yönetimde iyi bir izlenim bırakmak için genellikle PowerPoint sunumlarından yararlandıkları da not edilmiştir.
Eğer bir üniversite hocası her şeyi PowerPoint kullanarak öğrettiğini iddia ediyorsa, yalan söylüyordur, çünkü konunun detayına indikten sonra, konuyu ders için derinlemesine hazırlamak konusunda herhangi bir sorumluluk almaz. Kaliteli bir içeriğin sadece PowerPoint kullanılarak verilemeyeceğine inanıyorum.
Üçüncü olarak, slaytlara fazlaca bel bağlamak öğrenciler arasında yaygın olan ders kitaplarının kapaklarını açmama, ders notu almama ve ödevleri yapmama inancını desteklemiştir. Çünkü sınava girmek için bunlara gerek yoktur zira öğrenciler sadece slaytlardan hazırlanarak sınavı kolayca geçebilirler. Buna ek olarak, üniversite hocaları muhtemelen bütün derslerini PowerPoint’ in temel konseptine göre tasarlıyor ve bu da öğrencilerin kitapları, yüzlerce araştırma makalesini, tezleri, binlerce olay incelemesini vs. araştırmadan bilgiyi elde edebileceklerini düşündükleri bir algının oluşmasına zemin oluşturuyor.
PowerPoint kullanarak, hocalar, öğrenciler üzerinde tekel bir durum yaratıp, PowerPoint sunumlarıyla hazırlanan konuların en güvenilir ve en kapsamlı içerik olduğunu öğrencilerine inandırmak istiyorlar, bu yüzden bu sunumlar kitabın bütün içeriğine ve alt başlıklarına dayandırılarak hazırlanmalıdır. Öğrencileri memnun etmek için, hocaların yeterli derece işinin ehli olması ve yine kendilerini yükseköğrenimin gereksinimleri doğrultusunda, dersin tamamının planlanmasında ve aktarılmasında hazırlamalıdırlar.
PowerPoint kullanımının yasaklanmasının dördüncü nedeni ise, öğrencilerin eleştirel düşünmesini desteklememesidir çünkü öğrenciler arasında problemi, kitabı ve soyut bir durumu analiz etmekten kaçanlar için temel noktalar, soyut kavramlar ve tablolar, akıl yürütme becerilerini kazanmak için yeterli değildir.
Beşinci olarak, ders slayt formunda sunulduğu zaman, çoğu öğrenci için bütün kitabı ve tezi okumak ve derslere düzenli katılmak vakit kaybı olarak görülmektedir.
Altıncı olarak, PowerPoint öğrencilere yazım becerilerini geliştirmeleri için gerekli zamanı sunmaz ve hocalar bu konuda acı çekmekten asla gocunmazlar. Yıllar sonra, bu öğrenciler pratiğin geçerli olduğu gerçek yaşama adım attıklarında, iş yerlerinde yazma ile ilgili problemlerle uğraşmaktadırlar. Ve sonrasında, zamanlarını PowerPoint slaytlarını okuyarak boşa harcadıklarını ve nasıl korkunç bir hata yaptıklarını fark ediyorlar.
Hocaların neden bütün dersin içeriğini PowerPoint teması üzerinden hazırladığını ve sınavda öğrencilerin performansını neden slaytlar üzerinden değerlendirdiğini anlamak gerçekten çok zor. Buna inanmakta zorlanabilirsiniz ama hocaların da yazım becerilerinde kötüleşme olduğu bir gerçek, çünkü onlar taslak hazırlamak ve pratik yapmak için yeterli zamanı bulamıyorlar. Daha ziyade, bütün odak noktaları ana noktalar hakkında yazı yazmaktır böylece öğrenciler de bu düzeni takip eder.
Yedinci olarak, PowerPoint öğrencilerin güvenini kazanıyor ve öğrencilerde bağımlılığa sebep oluyor. Muhtemelen tembellik ve sürekli erteleme durumunun yaygın görüldüğü hocalar için kitaba tekrardan dönüş yapmak zahmetli bir iş olduğu için, PowerPoint’i elzem görüyorlar. Büyük ihtimalle, hazır şablon üzerinden yapılmış PowerPoint sunumları materyalin doğrulanması yapılmadan internetten indiriliyor. Bu, hocaların yapması gereken ders kitaplarını ve diğer ek destekleyici materyalleri okuma sorumluluklarını reddetmelerinden dolayı oluşan profesyonellik dışı olmanın en kötü örneğidir. Onlar zaman ayırıp diğer materyallere başvurmaya ve diğer kaynaklardan yararlanarak yeni bir içerik hazırlamaya istekli değiller.
Sekizinci olarak, PowerPoint kullanımı, sınıf katılımı ve hoca-öğrenci etkileşimi vb. bitişik formların oluşmasını önler. Tüm vakit slaytların okunmasıyla geçer ve geri bildirimin ya da diğer aktivitelerin yapılması için neredeyse hiçbir imkân sağlanmaz.
Dokuzuncu olarak, PowerPoint’in aşırı kullanımı aslında hocaların diğer kaynakları kullanma konusun ile karşı karşıya kalması diğer faydalı içerikleri sınırlı bulduklarını gösteriyor. İçeriği kavramak için faydalı ve kullanışlı olabilecek diğer kaynaklara başvurmak yerine slaytlara başvuruyorlar. Ayrıca, bir hoca, bir dersi PowerPoint kullanarak sunarken, aslında referans verilmiş bir kitaba, araştırma ödevine veya tez ödevine başvurma isteği gösteremeyecek kadar okuma alışkanlığı kazanmış öğrenciler arasında bir tür bağımlılık kültürü geliştirmektedir.
Öğrencilerin bu konuda yaptıkları şey ise internette PowerPoint sunumları arayarak vakitlerini boşa harcamaktır. PowerPoint kullanımının yasaklanması gerektiğini gösteren on birinci neden ise, PowerPoint sunumlarının öğrencileri aptal, hocaları ise sıkıcı yapmasıdır. Hocalar, televizyondaki spiker ya da bir robot gibi slaytları öğrencilere okuduğu için, PowerPoint öğrenciler arasında bıkkınlık ve sıkıntı yaratmaktadır.
Son olarak, dünyada sınıflarda eğlence, zevk ve anlaşma yok, sadece slaytlar, temel noktalar ve bütün hepsi bu. Öğrenciler slaytların kullanıldığı derslere ilgi göstermiyorlar çünkü slaytları indirip, kendilerinin de okuyabileceklerini düşünüyorlar ve bu hiçbir zaman gerçekleşmiyor.
Üniversitelerde, hocaların PowerPoint kullanmasına izin verildiği sürece, eğitim standardının asla geliştirilemeyeceği gerçeğine dönelim. PowerPoint, eğitim-öğrenim sürecinin düşmanıdır. Bunu desteklemek için kullanacağım kanıt ise, öncelikli ve en önemli neden olarak hocaların maaşlarını almak için onlardan temel noktalardan oluşan bilgileri satmasının beklenmemesi, bunun yerine gereken sorumluluğu alarak öğrencileri slaytlara bakmadan bütün öz güveniyle konuşma yapabilen zeki liderlere dönüştürebilmeleridir.
Bir diğer nokta ise, üniversitelerde PowerPoint kullanımına izin verildiği sürece, daha az çalışmanın ve daha az öğrenmenin süreceğine olan kaygılarımdır. Bunun nedeni, PowerPoint yoluyla öğrenmenin yavaş ve yorucu olmasından dolayı, gerçek yetenekten uzaklaşılmasına neden olması ve hocaların profesyonelleşmesini engellemesidir. Hocalar geçici bir aktörlük yapmıyor, hocalık istikrarlı bir süreç ve sonuç almak için bu durum sıkı çalışmayı ve sorumluluk almayı gerektiriyor.
Hoca tebeşir veya tahta kalemini kullanarak bir dersi aktardığında, öğrencileri gerçek bilgi edinme sürecine dâhil etmiş olur. Böylece, öğrenciler not tuttukları, soru sordukları, sınıf arkadaşlarıyla iletişime geçtikleri ve bir konu hakkında kafa yormak için gereken zamanı elde ettikleri bir eylemi gerçekleştirirler.
Akademiyi hiçbir zaman güçlendiremeyeceği ve gelişmiş araştırma ve okuma kültürü için yol göstermediği için üniversitelerimizde PowerPoint kullanımına ilişkin yasaklama zamanının geldiğini düşünmek mantıklı görünebilir. Amerika’da yapılan bir araştırmada lisans öğrencilerinin üçte biri dört yıllık diploma programları boyunca öğrenme konusunda önemli bir gelişme göstermemişlerdir ve bu da hocaların derslerde PowerPoint kullanmasının sonucunda oluşmuştur.
Benzer şekilde İrlanda Maynooth Üniversitesi’nde profesör olan Dr. Paul Donovan, Irish Times’da yayımlanan makalesinde PowerPoint kullanımının yasaklanması konusundaki desteğini ve PowerPoint kullanmadan anlattığı derslerde öğrencilerin öğrenmesinde daha fazla gelişim gözlemlendiği görüşünü benimsemiştir. Bu da, Amerikan istatistik uzmanı Edward Tufte gibi bazı etkileyici insanların neden PowerPoint için “şeytan” diye bahsetmesinin nedenidir.
PowerPoint kullanımına tamamıyla karşı değilim. Diğer alanlarda kullanılabilir ama farklı bir dünya olduğu için akademide yasaklanmasını tavsiye ediyorum. Sunulan kanıt beni şu şekilde özetlemem açısından yönlendirdi ki, buna göre, dünyadaki birçok üniversite gizlilikle ve projektöre mimari açıdan izin vererek Microsoft’un tekelini savunuyor ve PowerPoint böylece kara tahta gibi diğer teknolojik aletlerin karşısında üstünlük elde ediyor.
Genel hissiyatım, birtakım alanlarda PowerPoint kullanımının olanaksız olduğudur, örneğin; öğrenciler asla sınavlarda temel noktaları yazmak için girişimde bulunmaz. Yine, kitaplar ve raporlar temel noktaları hedef olarak hazırlanmamıştır. Gazeteler ve dergiler bilgi akışını sağlayan bilgiler içerir ki bunlarda yine temel noktaları vermek amaçlı tasarlanmamıştır. O zaman hâlâ neden karşıt düşünce araçları uygulanıyor?
Gariptir ki, yetkililer ve üniversite yöneticileri gelecek neslimizi yok edebilecek ve onların karanlığa gömülmelerine neden olacak olan korkunç sonuçları tasavvur edemiyorlar. Gelin, ciddi ciddi PowerPoint kullanımını yasaklayalım!
This article was originally published at Daily Times Pakistan.
Çeviri: Sena Ilgaz
Sosyal Bilimler / Çevirmen
sena.ilgaz@sosyalbilimler.org
Kaynak: Shabeer Ahmed / Daily Times Pakistan
Why universities should ban PowerPoint?
Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.