Bu bir tarih araştırması değildir. Hattâ, iktisat tarihi araştırması bile denilemez, Bu bir iktisat araştırmasıdır: İktisatçı açısından tarihsel bir İktisadî sistemin yeniden – kurulması hakkında yapılan mütevazi bir denemedir. İktisatçının tarihçinin işine karışmakla bazı önemli hatalara sebep olabileceği açıktır. Tarihçiden iktisatçıya geçirilen doğru bilgiler, iktisatçının elinde bozulabilir. İncelenen dönem, hele tarihsel olgular rastgele seçilirse, yanlış tahlil edilebilir ve dolayısıyla yanlış hipotezler vazedilebilir. Gününü tahlil etmede iktisatçının bilgeliği, dünün tahlilinde bilgiçliğe dönüşebilir. Bundan dolayı, tarihin incelenmesine özenen iktisatçı peşinen sorumluluğu yüklenmelidir. Unutulmamalıdır ki son söz tarihçinindir. Bütün bunlardan haberdarız. Ne var ki, bu konuda hiçbir zaman, şüpheciliği elden bırakmamış olan G. Lefebre’in M. Dobb’un Avrupa kapitalizminin doğuşu hakkında açtığı tartışmaya katılırken, iktisatçılar karşısında takındığı olumlu tavır, bizi birazcık cesaretlendirmekte ve böyle bir serüvene girişmeye teşvik etmektedir. Gerçekten, tarihçinin sunduğu bilgiler doğru kullanılır, tarihsel olgulara tamamen sadık kalmak şartıyla, belirli bir bilimsel yöntemin ışığı altında tahlil yapılabilirse, eğer ve yalnız eğer, elde edilen sonuçlar tarihsel olgularla uyuştuğu sürece, iktisatçının yapmış olduğu «yorum» tarihçinin ve toplum bilimleriyle uğraşanların işine yarayabilir. Bu belki de, rahmetli F. Köprülü’nün bahsetmiş olduğu «kemikler» in birleştirilmesi işinde, anatomistin paleontoloğa yapacağı yardım gibi bir iştir. Nesli tükenmiş bir hayvanı, bulunan kemik parçalarına dayanarak ayak üstünde tutmak, tarihçinin araştırmalarına bağlı olduğu kadar, iktisatçının yorumuna da bağlı olabilir.
Sosyal Bilimler Platformu, Türkiye Klasikleri – 08
- Yazar: Sencer Divitçioğlu
- Makale Başlığı: Asya Üretim Tarzı
- Kaynak: Sencer Divitçioğlu, (1981), Asya Üretim Tarzı ve Osmanlı Toplumu, Kırklareli: Sermet Matbaası, ss. 17-43
- Söz konusu makaleyi .pdf formatında indirmek için buraya tıklayınız.