Künye — Atilla Yayla, Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler, Liberte Yayınları, 2014, s. 40-41
Totaliter sistemlerde kitle iletişim araçlarının tamamı devletin kontrolü altındadır. Devlet bunun hem ‘yanlış’, ‘zararlı’ fikir ve haberlerin geniş tabakalar tarafından öğrenilmesini, duyulmasını engellemek hem de topluma doğru ‘fikir’leri anlatmak için yapar. Totaliter sistemlerin bunu gerçekleştirme tarzları farklı olabilir. Sosyalistler en kestirme yolu kullanır, kitle iletişim araçlarını mülkleri ve çalışanlarıyla devletleştirir. Böylece gazeteler, dergiler, televizyonlar devletin malı olur, oralarda çalışanlar ise devletin çalışanı. Artık bu organların ve kişilerin devletin doğruları dışında doğrulardan bahsetmesi imkansızdır. Faşistler biraz daha kibar ve kendileri için daha az külfetli bir yol seçer. Sansür büroları kurar ve hepsi değilse de önemli haber ve bilgileri sansürden geçirerek yayınlatır veya yayınlatmaz. Böylece totaliter sistem bilgi ve haber akışını kontrolü altında tutar. Bilgi güç olduğu için bu totaliter sistemin gücünü artırır.
İnternetin ve sosyal medyanın kitle iletişim araçları üzerindeki devlet kontrolünü nasıl etkilediği tartışmalı ve henüz net bir cevaba kavuşmamış bir konudur. Sadece totaliter sistemlerde değil, demokrasilerde bile devletler enformasyon akışını kontrol altında tutmak, en azından ondan haberdar olmak ister. İnternetin ve sosyal medyanın ilk dönemlerinde umut verici bir serbestlik ortamı vardı. Ancak, çok geçmeden işler değişmeye başladı. Devletler her yeni teknolojiyi güvenlik adına kullanmakta çok mahir. Hiç şüpheniz olmasın, bütün devletler tüm vatandaşlarını, emperyal güçler (özellikle ABD) ise vatandaşını röntgenleyen devletler dahil bütün dünyayı takip ediyor.
Böylece totaliter sistemlerde vatandaşlara (ki aslında vatandaştan çok tebadırlar) hiçbir kaçış alanı bırakılmaz. Farklı kaynaklardan bilgiler toplamak, onları birbirleriyle teste tabi tutmak imkansızlaşır. Doğruyla yanlış, yalanla gerçek iç içe geçer, kolay kolay birbirinden ayırt edilemez hale gelir. Bu bireyi devlet karşısında sinek gibi acizleştirir, devleti birey karşısında Leviathan’laştırır. Ancak, tarihi tecrübe ispatlamıştır, kitle iletişim araçlarının kontrolü totaliter devletleri yıkılma akıbetinden kurtarmaya yetmez.
Yorum Yazın