İstanbul’la Yüzleşme Denemeleri: Çeperler, Hareketlilik ve Kentsel Bellek / Jean-François Pérouse
“Çit” en çok kullanılan ögelerden biri oldu kentsel dönüşüm çerçevesinde. Çitin şehir düşüncesinde sık kullanılan bir diğer adı ise çeper. Daha çok şehrin görünen tarafından kasıtlı biçimde uzaklaştırılan ve üzerinde kapitalist tahakkümün had safhada olduğu yerler olarak özetlenebilir çeperler. Jean-François Pérouse, 1990’lar başlattığı çalışmayla “rüya şehir İstanbul’un “rüyalarda yer verilmeyen” bölgelerine el attı, adımladı. Kendi çekmiş olduğu kitabın kapak fotoğrafı bile aslında çeperlerin nasıl “kozmetik bir ürün” hâline geldiğini anlatıyor: bakımlı, titiz ama geçici. Göçleriyle, eğilip bükülmeleriyle, kondularıyla, apartmanlarıyla, egzotikliğiyle, alaturkalığıyla, yerlileriyle, yabancılarıyla İstanbul’u şu kısımlara ayırıyor Pérouse: “Saldırıya Açık, Yoksun Çeperler”, “Dışarıya Kapalı, Varsıl Çeperler”, “İstanbul’a Göç” ve “İstanbul’un Parçacık Belleği”. Sonuç bölümünde ise İstanbul’u, Paris ve Dubai arasında bir şehir olarak anlatıyor Pérouse. Önsözde epigrafa alınan Erol Tümertekin’e ait “İstanbul, şehir coğrafyacısı için bulunmaz bir ‘laboratuar’dır.” sözünü bir nevî fiile taşıyor.
Tanıtım Bülteni: İstanbul, yalnızca “masalsı” görüntülerin peşinde koşanları ya da her köşe başında bir suç yuvası görmeyi bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacak pek çok “sıradanlığı” barındıran bir megapol. Birbirinden kopuk dokuların, kenti dönüştürme hırsının ve pek de “egzotik” olmayan manzaraların bileşiminde; göçle oluşan devasa ilçeler, kendilerini “diğerlerinden” soyutlamak isteyenler için inşa edilen pahalı kaleler, gayrimüslimlerle birlikte ruhunu da yitirmiş mahalleler, Avrupa yoluna düşmüş göçmenlerin sığındıkları viraneler, kimselerin sahip çıkmadığı tarihî yapılar ve daha neler var… Jean-François Pérouse’un 1990’ların ortasından bu yana yürüttüğü çalışmaların bir özeti olan İstanbul’la Yüzleşme Denemeleri, İstanbul hakkında yazılan kitapların hemen hepsinde baş köşeyi alan tarihî, turistik ve şık semtlerin sınırları dışına çıkarak kentin yüzölçümünün %95’ini ve toplam nüfusun %90’ını içeren “çeper”lere odaklanıyor. Pérouse, kentin birbirinden koparılmış, belli gruplarca sahiplenilmiş bölgelerini, gündelik yaşamını, dünyanın başka kentleriyle kurulan ilişkileri, kent sakinlerinin kentsel politikalara ve pratiklere müdahalelerini detaylı saha araştırmaları ışığında inceliyor. Ortaya çıkan, ne rengârenk bir Doğu masalı ne de kapkaranlık bir kâbus anlatısı. Bu “gri” gerçeği oluşturan parçaların çeşitliliği daha fazla zorluyor gözü ve aklı…
Künye: Jean-François Pérouse, İstanbul’la Yüzleşme Denemeleri: Çeperler, Hareketlilik ve Kentsel Bellek, Çev. İlknur Kurşunlugil Tuncer, İletişim Yayınları, 2011.
Böylece dizinin ilk yazısı nihayete eriyor. İkinci yazıda, bir başka 10 kitaba değineceğim.
Yağız Gönüler
sosyalbilimler.org Şehir Düşüncesi Editörü
sehir@sosyalbilimler.org
Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazının tüm hakları sosyalbilimler.org‘a aittir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; Sosyal Bilimler Platformu, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı, (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz.