Sanatın Kuralları, Yazınsal Alanın Oluşumu ve Yapısı / Yapı Kredi Yayınları
“Çalışmamın temel amaçlarından birisi, yazın ve sanat bilimlerinde, “dış okuma” ile “iç okuma” arasındaki son derece tehlikeli karşıtlığın ortadan kaldırılması oldu. Bu ayrımı, Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri‘nde dış dilbilim ile iç dilbilim arasında yaptığı karşıtlığı kendi alanıma aktararak oluşturuyorum. Saussure, konu olarak dili alıp, her biri başka dallarca geçerli incelemelerin konusunu oluşturabilen, coğrafi, tarihsel ve toplumsal koşullardan bağımsız bir biçimde tasarladığı bir iç dilbilimin temellerini atmayı amaçlamıştır. 60’lı yıllardan bu yana Fransa’da göstergebilim adına ortaya konulan ve yapıtları tarihsel bağlama yapılacak her türlü gönderimin dışında salt kendi içinde ele alan bütün çalışmalar iç inceleme olarak nitelendirilebilir. Dış inceleme, yapıtları, içlerinde bu yapıtlarla bunları üretenlerin ortaya çıktığı ekonomik ve toplumsal koşullara bağlar. Son derece yıkıcı bu karşıtlıkla başa çıkmak gü.tür. Benim toplumbilimci olmam bile bu karşıtlığı yeniden canlandırmaya yeter, ve söyleyeceğim her şey, dış inceleme gibi anlaşılma sakıncasını içermektedir.” — Pierre Bourdieu
Devlet bürokrasisi ve Akademilerin dayattığı güzellik anlayışlarından kendini kurtaran bir yazınsal ve sanatsal dünya 19. yüzyılda yapılanmaya başlamıştır.
Yazınsal alan’ın yapısını, birbirini izleyen oluşum aşamaları içinde inceleyen Pierre Bourdieu, Gustave Flaubert’ren yola çıkarak, onun, alanın oluşumuna neleri borçlu olduğunu, yani yazar Flaubert’in üretimine katkıda bulunduğu şey aracılığıyla nasıl üretildiğini gösteriyor. Bu yaklaşımını diğer sanatlara ve yaptığı gönderimlerle çağdaş eğilimlere de yayarak sanatsal yaratıyı bütünsel bir biçimde kuşatmaya çalışıyor. Yapıtın, bizzat kendisinin üretimini değil yalnızca, değerinin üretimini de konu edinen bir yapıtlar bilimi’nin temellerini atıyor.
Yaratıcıyı içinde bulunduğu toplumsal belirlenimlerin etkisi altında silmenin çok uzağında durarak, sanatsal alanın belirli bir durumda ortaya çıkan “olasılar uzamı”nı inceliyor ve sanatçının, bu belirlenimlere karşı ve bu belirlenimler sayesinde, kendini yaratıcı olarak üretmek, yani kendi yaratılışının öznesi olmak için gerçekleştirmek zorunda olduğu özgül çalışmayı anlamamıza olanak sağlıyor.
- Eserin Orijinaldeki Telif Tarihi: 1992
- Türkçe’ye İlk Çevrildiği Tarih: Temmuz 1999
- İlk Yayınevi: YKY
- Çevirmen: Necmettin Kâmil Sevil