İstanbul’un 39 ilçesindeki kaymakamlık ve yerel birimlerle yapılan telefon görüşmeleriyle elde edilen verilere dayandırılan rapor, öncelikli olarak İstanbul’daki yerel yönetimlerin Suriyelilere ve onlarla birlikte gündeme gelen konulara nasıl tepki verdiğini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Araştırma, şehirde ikamet eden ve sayıları her geçen gün artış gösteren yarım milyonu aşkın Suriyeli mültecinin ihtiyaçlarını gözetmekle sorumlu olan İstanbul’un yerel idarelerindeki bürokratik mekanizmalara ve bu bölgede Suriyeli toplulukların karşılaştığı sorunlar hakkındaki algılara değinmeyi; Suriyelilerin devlet kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşları gibi kritik aktörlerle ilişkilerine ve hali hazırda hangi bilgilere sahip olduklarına dikkat çekmektedir.
Geçmişteki çatışmaların aksine, Suriye krizinde mültecilerin büyük bir kısmı kamplar yerine şehirlere yerleşmiş, bu da krizin getirdiği problemleri büyük ölçüde kentsel alanlara taşımıştır. İstanbul, Türkiye’de en çok Suriyeli ’ye ev sahipliği yapan şehir olarak karşımıza çıkmaktadır. Rapora göre şehirlerdeki Suriyeliler yasaların, politikaların ve uygulamaların tutarsızlığı nedeniyle savunmasız kalabilmekte ve suça itilmektedirler. Sağlık, güvenlik ve temel hizmetlere erişimde eksiklik bu topluluklardaki güvensizlik duygusunu arttırmaktadır. Böyle durumlarda, suç çetelerinden radikal gruplara kadar değişen alternatif yerel güç sistemleri ve ideolojileri ortaya çıkabilmektedir. Kentsel alanlarda Suriyeliler gibi savunmasız topluluklarla etkileşim kurmak, yerel yönetimlerden devlet kurumlarına kadar duyarlı ve etkili bir liderlik gerektirmektedir. Bu noktada ulusal ve bölgesel idareler, politikaları belirlemede kritik öneme sahip olsalar da Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmak, entegrasyonlarını kolaylaştırmak ve onlarla doğrudan çalışmak için daha fazla imkana sahip olan mekanizmalar yerel yönetimlerdir. Ancak hali hazırda yerel yönetimlerin, İstanbul’daki Suriyelilerle etkileşimde yol gösterecek herhangi bir koordinasyon süreci ya da belirli ilkeleri yok gibi görünmektedir. Bu durum, kaymakamlıklar ve belediyeler arasında değişen plansız uygulamalara yol açmaktadır. Belirli ilkeler yerel yönetimler tarafından aynı tarzda uygulanmadığı sürece destek sağlayan bölgelere göç devam edecektir, bu da uzun vadede gettolaşmaya ve güvenlik sorunlarına neden olabilir.
Söz konusu rapora buradan ulaşılabilir.
Tolga Yaz
Sosyal Bilimler Platformu, Rapor Editörü
t.yaz@sosyalbilimler.org
Yorum Yazın