Çoğumuz bize keyif veren deneyimleri bilir ve onlara değer veririz. Taze taze toplanmış çileği yerken onun tadını çıkartırız. Sırf gülmek bize iyi geldiği için bir şeye gereğinden fazla güleriz. Böylesi deneyimlerin ne derecede değerli olduğu ya da hayatlarımızı ne kadar şekillendirmeleri gerektiği hakkında tartışabiliriz fakat değerli oldukları gerçeğini inkâr edemeyiz.
Sözüm o ki, keyif veren deneyimler kesinlikle değerlidir, peki değerli olup da illa keyif vermeyen deneyimler yok mudur? Var gibi duruyor. Bizi yakalayan, tamamen keyif vermese bile değer verdiğimiz deneyimlerimiz olur genellikle. Hem içimize korku salan hem de bizi dehşete düşüren kitaplar okuruz mesela, ya da birinin ki bu komşunuz, arkadaşınız hatta eşiniz bile olabilir, ahlaki çöküntüye uğrama sürecini konu alan bir diziyi aralıksız izleriz. Bu sırada deneyimlediklerimiz acı verici ve korkutucu olsa da asla okumaktan ya da izlemekten vazgeçemeyiz.
Bize keyif veren deneyimlerimize nasıl içgüdüsel olarak değer verebiliyorsak, bu tarz deneyimlere verdiğimiz değer de içgüdüseldir. Ne var ki bize keyif verdikleri için değerli olmazlar, ilgimizi çektikleri için değerli olurlar.
Bir deneyimin ilgi çekici olması ne demektir peki? Öncelikle, bir şeyin ilgi çekici olduğunu söylemek, o deneyimin onu yaşayan kişide nasıl bir his uyandırdığını tarif etmektir. İşte bu deneyimin görüngüsel, yani duyusal, niteliğiyle alakalıdır. Bir şeyin görüngüselliğini incelediğimizde, aslında bu şeyi deneyimlemenin içeriden nasıl bir his olduğunu inceleriz. Örneğin, çoğumuz sevdiğimiz bir yiyeceği yemeyi keyif veren bir deneyim olarak görürüz: Yiyeceğin kendisi değil de onu yemenin verdiği deneyim asıl bize keyif verir. Aynı şekilde, bir şeyin güzel ya da korkutucu olduğundan bahsederken, o şeyin kendisini değil de bizde bıraktığı izi yani deneyimimizi tasvir ederiz. Güneşin batışını görürüz ve içimizde farklı hisler uyanır; güzellik, deneyimlediğimiz bir şeydir. Keza bunun yarattığı korku da ona verdiğimiz deneyimsel tepkimizin bir özelliğidir. Yani, ilgi çekicilik kısaca budur; deneyimsel tepkimizin, bir şeye dahil oluşumuzun özelliği.
‘İlgi çekici’ kelimesini her zaman bu anlamda kullanmayız tabii ki. Normalde, bize deneyim sağlayan nesneleri ilgi çekici olarak tanımlarız. İlginç kitaplardan, insanlardan vs. bahsederiz. Bir kitabın ilgi çekici olduğunu söylediğimizde, kitabı okuma deneyiminin ilgi çekici olduğunu kastederiz. Bir kitabın nesnel olarak ilgi çekici olduğunu tasvir etmek pek de mantıklı değildir. Bir kitap okunmadan nasıl ilgi çekici olabilir ki? Ve eğer bir kitap nesnel olarak ilginç ise, hepimizin ilgisini çekmesi gerekmez mi? Bir deneyim bir kişi için ilgi çekiciyken, başka biri için ilginç olmayabilir. Kısaca, bir nesneyi ilgi çekici olarak tanımlarken, bunun yani deneyimlememizin, gerçekten ilgi çekici olanı tarif etmede kaypak ve kısa bir yol olduğunun farkında olmalıyız.
Bu kelimenin bir başka kullanım şekli de birinin bir şeye ilgisi olması bağlamındadır. Örnek verecek olursak; Onun, II. Dünya Savaşı dönemi romanlarına ilgisi vardır. Bu kullanım, benim ‘ilgi çekici’ tanımımdan farklıdır. Bu bağlamdaki tanım, birinin ilgisinin deneyim sağlayan nesneler ile örtüşmesidir. Fakat şunun da altını çizelim, ilgilerinizin örtüşmesi ve bir şeye ilgili olmak, bir şeyi ilginç bulmaktan farklı bir deneyimdir. Hepimizin sonunda bize sıkıcı gelen şeylere ilgisi olmuştur veya öncesinde hiç ilgilenmediğimiz bir şeye sonradan ilgi duyduğumuz da olmuştur. Bu durumda ilgi çekicilik, ne bir nesnenin nesnelliğiyle alakalıdır ne de ilginizin sonucunda oluşan bir deneyimdir. Aslına baktığınızda, bu deneyimin bir özelliğidir.
Bir şeyin ilgi çekici olduğunu söylemek ayrıca, onu deneyim sürecinde ortaya çıkan özel bir sentezi de tanımlamaktır. Bir etkinlik içindeyken bu deneyime beğeniler/istekler, inançlar, meraklar ve benzeri bazı beklenti kombinasyonlarını beraberimizde getiririz. Bu kombinasyon paketi, öznel bir deneyim ortaya koyan etkinliğe katkıda bulunur. Kişinin içinde bulunduğu duruma özel olarak, deneyimin kendisinde nasıl bir his uyandırdığını saptayacak bir sentez vardır ki bu sentez de zaten onun görüngüsel özelliğinden kaynaklanır. Bu senteze göre kişi bir deneyimi ilgili çekici bulur ya da bulmaz. Bir deneyimi ilgi çekici kılan tek bir sentez yoktur ortada. Bazen beklentilerin ve gerçeklerin birbiriyle uyuşmaması bir şeyi ilgi çekici yapar ya da bazen de biri merak sayesinde bir şeyi ilginç yapan özelliklerin farkına varır, bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. İlgi çekicilik bir kişi ve etkinlik arasında oluşan sentezin altında yattığı için, birisi felsefe okumak gibi bir şeyi ilgi çekici bulurken bir diğeri bulmayabilir.
Bu sentezin karmaşık bir yapısı vardır, özne ve deneyime özeldir ve en nihayetinde belirlenebilir bir şey de değildir. İlgi çekici olanı, deneyimimizin değerli bir özelliği olarak görmemiz de işte bundandır. Tam aksine keyif ve zevk ise deneyimin değişmez bir özelliğidir. Karşımızdaki kişi keyif veren deneyimlerden söz ettiğinde, onun tam olarak nelerden bahsettiğini biliriz ve keyif verici bir şey olarak deneyimlememiş olsak bile, şahsi olarak bu deneyimle bir bağ kurabiliriz. Diğerlerinin ilgi çekici bulduğu deneyimlere verdiğimiz tepki genellikle farklıdır. Birinin II. Dünya Savaşı dönemi romanlarına bitmek bilmez bir ilgisi varken diğeri için bu dünyadaki en sıkıcı şeydir ve bunun nasıl ilgi çekici bulunduğuna şaşar kalır. Böylesi senaryolarda, sıkıcı bulduğumuz deneyimi anlamak ve takdir etmektense kötülemeyi tercih ederiz. İlgi çekici olan doğası gereği diğerlerine göre daha karmaşık, ulaşılması daha güç, tanımlaması daha zor olduğu için, bir an durup da ilgi çekici olanın ne olduğunu düşünmeyiz genellikle.
İlgi çekicinin ne olduğunu kavramaya çalışmak zor olsa da, ilgi çekici deneyimlerin özündeki değeri kabullenmemiz önemlidir. Bunu değerli olarak görmek, sadece ilgi çekicinin peşinden gitmeyi tercih edenlere hak vermekle kalmaz ayrıca hayatımızı zenginleştirebilecek değere yeni bir boyut da kazandırır. Çoğumuz şunu çok iyi biliyoruz ki hayat sadece keyif ve zevkten ibaret değildir, ne var ki tüm deneyimlerimizi zevk ve keyif için seçmek çok daha kolaydır. Yine de çoğumuz için ilgi çekici deneyimler keyif verici deneyimlere göre daha tatmin edicidir, zaten kendi esas değeri, bir şeye dahil oluşumuzun çok yüzlü yönünün bir ürünü olduğu kadardır. İlgi çekici deneyimler zihnimizi öyle bir açar ki bizi uyarır ve canlandırır. Bu tarz deneyimlere ulaşmak da kolaydır bazen bir etkinliği ilginç bulmak için sadece merak yeterlidir. Hadi etrafınıza bakın, çekime kendinizi bırakın ve ilginç olanın tadını çıkarın.
This article was originally published at Aeon.
Çeviri: Ezgi Emirkadı
Sosyal Bilimler / Çevirmen
ezgi.emirkadi@sosyalbilimler.org
Kaynak: Lorraine L. Besser / Aeon
Being ‘Interesting’ is not an Objective Feature of the World
Kapak Resmi:
Model from the tomb of Nebhepetre Mentuhotep II
-2050/-2000 [British Museum]
Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlali söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir.