Doğal ortamlardaki yüz yüze etkileşimin incelenmesi sahasının henüz uygun bir ismi yoktur. Üstelik bu alanın analitik sınırları da belirsizliğini korumaktadır. Bir şekilde, fakat sadece bir şekilde, kısa bir zaman aralığı, mekânda kısıtlı bir yer ve bir kez başladıktan sonra bitmesi gereken sınırlı olaylar söz konusudur.
Bütün bunlarla kişilerin ritüel vasıfları ve kendi bulunduğu alanı korumaya odaklanan benmerkezci davranış biçimleri sıkı bir şekilde içi içe geçmiştir.
Bu sahanın henüz bir ismi olmasa bile araştırma konusu şöyle tanımlanabilir: Başkalarıyla bir arada olduğumuz esnada ve bir arada olmamız vesilesiyle meydana gelen olaylar bütünü. Burada temel davranış kaynakları; insanların farklı durumlarda isteyerek ya da istemeyerek sürekli kullandığı bakışlar, jest ve mimikler, duruşlar ve sözlü ifadelerdir. Bunlar yönelim ve katılımın görünen işaretleridir -yani toplumsal örgütlenmeler nazarında şimdiye kadar düzenli olarak incelenmemiş ruh ve beden halleridir.
Hayvanlara ve dile dair etkileyici güncel çalışmalar, bu “küçük davranışlar”a dair yakından ve sistematik incelemeleri tetiklemiştir ve bu incelemeler de “küçük gruplar”da etkileşimin araştırılması ve psikoterapiler için kullanılan malî kaynaklarla desteklenmiştir.
Bu verileri değerlendirmekteki hedeflerimizden biri, en küçüğünden (mesela bir bireyin yaşanmakta olan şeye karşı nerede durduğunu ifade etme oyununda hızlıca değişebilen yüz hareketi) başlayıp bir hafta süren konferanslar gibi işlere kadar uzanan (ki bu işler etkileşim açısından bir sosyal etkinliğin sınırlarını zorlayan büyük fırsatlardır) ve bu verilerden inşa edilen doğal etkileşim birimlerini tanımlamaktır. İkinci bir hedef, bu birimler içerisinde ve bunlar arasında hâkim olan normatif düzeni ortaya çıkarmaktır. Yani kamusal, yarı-kamusal veya özel olarak tertip edilmiş bir toplumsal etkinlik çatısı altında ya da bütünüyle sıradanlaşmış bir toplumsal ortamın daha yavan zorlamaları içerisinde, kısacası insanın olduğu her yerde bulunan davranışsal düzeni açığa çıkarmaktır1. Bu hedeflerin ikisi de ciddi etnografilerle daha ileri taşınabilir: Kişilerin, bir başkasının dolaysız varlığı esnasında ortaya çıkan sayısız davranış kalıplarını ve doğal davranış sıralamasını tespit etmeliyiz ve toplumsal ilişkiler, küçük sosyal gruplar, iletişim sistemleri ve stratejik etkileşim şeklindeki bu vakaları, analitik anlamda komşu alanlardan tam olarak ayırt edilmiş, kendi başına bir araştırma konusu olarak görmeliyiz.
Burada bir durumlar sosyolojisi savunulmaktadır. Toplumsal örgütlenme ana konudur; ancak örgütlenen şey, kişilerin birbiriyle kaynaşması ve bundan kaynaklanan geçici etkileşim girişimleridir. Normatif olarak sabitlenmiş bir yapı söz konusudur. Yani bir “sosyal topluluk”, ancak bu da değişken bir varlıktır, kaçınılmaz olarak gelip geçicidir ve insanların bir araya gelişleriyle ortaya çıkarken ayrılmalarıyla da ortadan kaybolur.
Bu kitaptaki ilk beş makale, küçük editoryal değişikliklerle, ilk yayımlanma sırasına göre yer almaktadır. Kitabın neredeyse yarısını kaplayan altıncısı ise burada ilk defa yayımlanmaktadır. Umarım bu makaleler, öyle botanik gibi, işin çok fazla ayrıntısına giriyormuş izlenimi vermezler. Daha çok, etnografın ilgisini çeken ve her zaman üzerinde düşünülmesi gereken genel bir konuya odaklanırlar.
Etkileşime dair doğru bir incelemenin konusu, birey ve onun psikolojisi değildir; daha ziyade, karşılıklı olarak birbirinin yanında hazır bulunan farklı kişilerin eylemleri arasındaki sentaktik ilişkidir. Yine de nihaî malzemeye katkı sağlayanlar bireysel aktörler olduğu için, eğer bunlardan böyle bir katkı bekleniyorsa bu kişilerin ne gibi genel vasıflara sahip olması gerektiğini sormak makuldür. Dostlarının arasında kendisini öfkelendirip heyecanlandırmayı ve onda düzenli bir davranış akışı ortaya çıkarmayı düşündüğümüz bir aktör varsa bunun için nasıl bir minimal aktör modeli gerekiyor? Eğer araştırmacının, bireyin etkileşimde bulunan kişi sıfatıyla hangi yollarla etkili olacağını veya çöküntüye uğrayacağını önceden fark etmesi bekleniyorsa bu hangi minimal modeli zorunlu kılıyor? İşte buradaki yazılar bununla ilgilidir. Muhakkak ki psikoloji de işin içindedir ama sohbetin, atletizm müsabakasının, akşam yemeğinin, jüri yargılamalarının, aylak sokak gezintilerinin sosyolojik açıdan incelenmesine yarayacak daraltılmış ve yalınlaştırılmış bir psikoloji.
O halde insanlar ve onların anları değil, anlar ve o anların insanları vardır.
Erving Goffman
Etkileşim Ritüelleri: Yüz Yüze Davranış Üzerine Denemeler
Heretik Yayıncılık, Mart 2017
Sanal Mağaza: Idefix | Babil | Kitap Yurdu
Dipnotlar
↵1 | Behavior in Public Places (New York, Te Free Press of Glencoe, 1966) adlı kitapta bu minvalde bir çaba sergiledim. |
---|