Hukuk tezimi yazma aşamasındaki son birkaç ayımda fark ettim ki söylemek istediğim şeyleri basitçe anlatmakta zorlanıyordum. Hakkında araştırma yaptığım ve yazdığım fikirler bir yapbozun parçaları gibi birbirini tamamlıyordu ancak yine de her bölümde, hatta aynı bölümün içinde yazdığım her şeyi yeniden açıklamaktan kendimi alamıyordum. Kelime sayım her geçen gün artıyordu ama buna rağmen argümanlarım ve vardığım sonuçlar daha anlaşılır olmuyordu.
Bir meslektaşımdan tezimdeki bir bölümü incelemesini rica ettim. Bunun karşılığında bana verdiği tavsiye paha biçilemezdi: Kendin gibi yaz.
Beni Yazmaya İten Endişeydi
Doktora tezi yazmak, başlı başına gerginlik yaratan bir uğraş. Bir yandan kendi başınıza araştırma yapma ve bir bilim insanı olarak yazma yetenekleriniz sınanıyor, öte yandan da alanınızda yazılmış tüm eserleri okuduğunuzu ve bu alandaki en söz sahibi kişilerden alıntı yapabildiğinizi göstermeniz gerekiyor. İşte bu yüzden hep uzun paragraflar yazıp karşımdakine konuya hâkim olduğumu kanıtlama ve yukarıda bahsettiğim sözü geçer bilim insanlarının argümanlarını sayıp dökme yoluna gidiyordum. Ama aslında beni yazmaya iten endişeydi, her savımı bir –hatta birkaç– bilinen, meşhur bilim insanının sözleriyle desteklemem gerektiği endişesi. Söylemek istediğimi daha önce başkası da söylediyse, o zaman benim de söylememde hiçbir sakınca yoktu.
Ancak durum böyle olunca yazdığım, kendime ait bir tezdense geniş kapsamlı, etkileyici bir araştırma raporu olmaktan ileri gidemiyordu.
“Tez” kelimesi, Yunanca’da “yerleştirmek, konumlandırmak” anlamına gelen tithenai kelimesinden türemiştir. Yani tezim; benim konumum, bakış açım ve bir konu hakkındaki duruşumdur. Eğer yazımda bunları anlatamıyorsam, kendi tezimi değil, benden önceki büyük bilim insanlarının tezlerini onlara hiçbir şey katmadan yeniden yazıyorum demektir.
Kendine Güven Esastır
Özellikle araştırmanın veri toplamak veya deney yapmaktan ziyade konulara bakış açıları derleyip düşünce deneyi yapmayı kapsadığı hukuk, beşerî bilimler ve kimi sosyal bilimler alanlarında hâlihazırda var olan bilgiyi kullanmak ile bu bilgi üzerinden giderek oluşturduğumuz kendi bilgilerimiz arasında ayrım yapmak daha zor olabiliyor.
Yeterli araştırma ve kanıt olmadan ortaya attığımız argümanlar, toy ve temelsiz durabilir. Ancak kendimize, sonu gelmeyen dipnotların ve bilinen bilim insanlarının sözlerinin yarattığı o rehavetten sıyrılacak kadar güvenmediğimiz takdirde, doktora tezinin gerektirdiği akademik özgürlük seviyesine ulaşamama riskiyle karşı karşıya kalırız.
Son birkaç yıldır kafamı kurcalayan, bir projenin son aşamasındaki büyük zorluk da şu: Bunca görüş arasında kendi sesimi nasıl bulabilirim? Kendi tezimi, konumumu ve duruşumu tam olarak anlatabilmem için gereken akademik özgüveni kendimde nasıl bulabilirim? Ve alanımdaki büyük bilim insanları, nasıl şimdiki gibi söz sahibi oldu? Tabii ki, kendilerine has bir ses, bir tarz yaratarak.
Savlarımızı Desteklemek İstiyorsak, Kendi Sesimizi Bulmak Zorundayız
Bu tavsiyeyi tezimi yazarken uygulamak, en az yazının başında belirttiğim sıkıntı kadar zorlayıcı bir süreç oldu. Profesörlerden oluşan bir jürinin önünde tezimizi, argümanlarımızı savunduğumuz an, tam anlamıyla sesimizi bulmamız ve kendi görüşlerimizi güvenle belirtmemiz gereken an. Bütün bu çabaların ardından verilen doktora derecesi ve unvan, akademiye tam üyeliğe kabulümüzün bir sembolü olur. Bu yolda engelleri başarıyla aşmak için ise yazarken kendi sesinizi bulmanız ve başarıyla ve güvenle sunabileceğiniz tezinizi ve konumunuzu açık bir şekilde belirtmeniz şart.
Meslektaşım, verdiği tavsiyeyle bana tezimi yazma ve düzeltme aşamasında bir önemli bir kapı açmıştı. Bu sayede tezim üzerinde çalıştığım son haftalar, son teslim tarihinin giderek yaklaşmasında rağmen gerçekten keyifliydi. Çünkü kendime nihayet kendi tezimi, duruşumu ve sesimi açıkça duyurmak için izin vermiştim. Sonuçta da yazı gerçekten bana ait, akademik dünyanın yetkin, bağımsız ve en önemlisi, kendine has bir sesi olan bir üyesi olmaya giden yolda değerlendirmeye değer bir yazı oldu.
Bu yazı Barış Sadıç tarafından sosyalbilimler.org’da yayımlanmak üzere Türkçeye çevrilmiştir.
Orijinal Kaynak: Steer, Cassandra. (2014, August 20). “The Key to a Successful PhD Thesis? Write in Your Own Voice”, The Guardian. Atıf Şekli: Steer, Cassandra. (2017, Nisan 30). “Başarılı Bir Doktora Tezinin Sırrı: Kendin Gibi Yaz”, Çev. Barış Sadıç, Sosyal Bilimler, Link: https://www.sosyalbilimler.org/basarili-doktora-tezi-yazma Kapak Görseli: Miles Cole (İllustrasyonlar), Kolaj: Sosyal Bilimler Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org çevirmenleri tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlâli söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir. |