İnsanlar, argümanlar oluşturup bunları eleştirirken, bir argümanın ne olup olmadığını kavramakta fayda var. Kimi zaman bir tartışma söz dalaşı olarak görülür, ancak burada kastedilen bu değildir. Bazen bir kişi yalnızca bir takım iddialarda bulunduğu halde bir argüman sunduğunu düşünür.
Argüman Nedir?
Bir argümanın ne olduğuna dair belki de en basit açıklama Monty Python’un “Argüman Kliniği” skecinden gelmektedir:
Argüman, belirli bir önermeyi ortaya koymayı amaçlayan bağlantılı bir dizi ifadedir. … tartışma entelektüel bir süreçtir … çelişki, diğer kişinin söylediği her şeyi otomatik olarak reddetmektir.
Bu bir komedi skeci olabilir, ancak yaygın bir yanlış anlamayı vurgulamaktadır: bir argüman sunmak için, yalnızca bir iddiada bulunamaz veya başkalarının iddia ettiklerini reddedemezsiniz.
Bir argüman, yalnızca bir iddiada bulunmanın ötesine geçmeye yönelik kasıtlı bir girişimdir. Bir argüman sunarken, bu iddiayı destekleme girişimini temsil eden bir dizi ilgili ifade sunarsınız —başkalarına iddia ettiğiniz şeyin yanlış değil doğru olduğuna inanmaları için sağlam nedenler sunarsınız.
İşte bazı iddia örnekleri:
- Hamlet oyununu Shakespeare yazmıştır.
- İç Savaş kölelik konusundaki anlaşmazlıklardan kaynaklanmıştır.
- Tanrı vardır.
- Fahişelik ahlak dışıdır.
Bazen bu tür ifadelerin önerme olarak adlandırıldığını duyarsınız. Teknik olarak konuşursak, bir önerme herhangi bir ifade veya iddianın bilgi içeriğidir. Bir ifadenin önerme olarak nitelendirilebilmesi için doğru ya da yanlış olma özelliğine sahip olması gerekir.
Bir Argümanı Başarılı Kılan Nedir?
Yukarıda belirtilenler, insanların sahip olduğu ancak herkesin katılmayabileceği konumları temsil etmektedir. Kişi iddialarını ne kadar sık tekrarlarsa tekrarlasın, sadece yukarıdaki ifadeleri kullanmak bir argüman oluşturmaz. Bir argüman oluşturmak için, iddialarda bulunan kişi, en azından teoride, iddiaları destekleyen başka ifadeler sunmalıdır. İddia desteklenirse argüman başarılı olur; iddia desteklenmezse argüman başarısız olur.
Argümanın amacı budur: Bir önermenin doğruluk değerini ortaya koymak amacıyla sebepler ve kanıtlar sunmak; bu da önermenin doğru olduğunu ortaya koymak ya da yanlış olduğunu ortaya koymak anlamına gelebilir. Eğer bir dizi ifade bunu yapmıyorsa, bu bir argüman değildir.
Argümanın Üç Bölümü
Argümanları anlamanın bir başka yönü de onları oluşturan unsurları incelemektir. Bir argüman üç ana bileşene ayrılabilir: öncüller, çıkarımlar ve sonuç.
Öncüller, bir iddiaya inanmak için nedenleri ve/veya kanıtları ortaya koyması beklenen (varsayılan) gerçek ifadeleridir. İddia ise sonuçtur: bir argümanın sonunda ulaştığınız şey. Bir argüman basit olduğunda, sadece birkaç öncülünüz ve bir sonucunuz olabilir:
- Doktorlar çok para kazanır. (öncül)
- Çok para kazanmak istiyorum. (öncül)
- Doktor olmalıyım. (sonuç)
Çıkarımlar bir argümanın muhakeme kısımlarıdır. Sonuçlar bir tür çıkarımdır, ancak her zaman nihai çıkarımdır. Genellikle bir argüman, öncülleri nihai sonuca bağlayan çıkarımlar gerektirecek ölçüde karmaşık olur:
- Doktorlar çok para kazanıyor. (öncül)
- Çok parası olan bir kişi çok seyahat edebilir (öncül)
- Doktorlar çok seyahat edebilir (1 ve 2’den çıkarım)
- Çok seyahat etmek istiyorum (öncül)
- Doktor olmalıyım. (3 ve 4’ten)
Burada bir argümanda ortaya çıkabilecek iki farklı iddia türü görüyoruz. Bunlardan ilki olgusal iddiadır ve kanıt sunma iddiası taşır. Yukarıdaki ilk iki öncül olgusal iddiadır ve genellikle bunlar üzerinde fazla zaman harcanmaz —ya doğrudur ya da değildir.
İkinci tür çıkarımsal bir iddiadır —bazı gerçeklerin aranan sonuçla ilişkili olduğu fikrini ifade eder. Bu, olgusal iddiayı sonucu destekleyecek şekilde sonuca bağlama girişimidir. Yukarıdaki üçüncü ifade çıkarımsal bir iddiadır çünkü önceki iki ifadeden doktorların çok seyahat edebildiği sonucunu çıkarmaktadır.
Çıkarımsal bir iddia olmadan, öncüller ve sonuç arasında net bir bağlantı olmaz. Çıkarımsal iddiaların hiçbir rol oynamadığı bir argümana nadiren rastlanır. Bazen çıkarımsal iddiaların gerekli ancak eksik olduğu bir argümanla karşılaşırsınız —olgusal iddialardan sonuca giden bağlantıyı göremezsiniz ve bunları sorgulamak durumunda kalırsınız.
Bu tür çıkarımsal iddiaların gerçekten var olduğunu varsayarsak, bir argümanı değerlendirirken ve eleştirirken zamanınızın çoğunu bunlara harcayacaksınız. Olgusal iddialar doğruysa, bir argüman çıkarımlarla ayakta durur ya da düşer ve burada yanlışların yapıldığını görürsünüz.
Ne yazık ki, çoğu argüman yukarıdaki örnekler gibi mantıklı ve açık bir şekilde sunulmadığından bazen deşifre edilmeleri zorlaşır. Ancak gerçekten bir argüman olan her argüman bu şekilde yeniden formüle edilebilmelidir. Eğer bunu yapamıyorsanız, o zaman bir şeylerin yanlış gittiğinden şüphelenmeniz yerinde olacaktır.
Bu yazı Talha Dereci tarafından sosyalbilimler.org’da yayımlanmak üzere Türkçeye çevrilmiştir.
Orijinal Kaynak: Cline, Austin. (2019, July 03), “What Is an Argument? Understanding Premises, Inferences, and Conclusions,” ThoughtCo. Atıf Şekli: Cline, Austin. (2022, Aralık 03). “Argüman Nedir? Öncülleri, Çıkarımları ve Sonuçları Anlamak” Çev. Talha Dereci, Sosyal Bilimler. sosyalbilimler.org/arguman-nedir-onculleri-cikarimlari-ve-sonuclari-anlamak Kapak Resmi: Kazuhisa Uragami, Kyoto Sangyo Üniversitesi Marka Posteri, 2020 Yasal Uyarı: Yayımlanan bu yazı Türkçeye yabancı dilden sosyalbilimler.org çevirmenleri tarafından çevrilmiştir. Söz konusu metin, izin alınmadan başka bir web sitesinde ya da mecrada kısmen veya tamamen yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Aksi taktirde bir hak ihlâli söz konusu olduğunda; sosyalbilimler.org, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak yazının bir bölümü, alıntılanan yazıya aktif link verilerek kullanılabilir. Her türlü alıntı (her müstakil yazı için) 200 kelime ile sınırlıdır. Alıntı yapılan metin üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Bu metinde yer alan görüşler yazara aittir ve sosyalbilimler.org’un editöryal politikasını yansıtmayabilir. |