Bütün Oyunları – 11 / Bertolt Brecht / Mitos Boyut Yayınları
Sofokles’in Antigone’si
Bu oyun, Sofokles’in Antik Yunan tiyatrosunun çok ünlü Antigone adlı oyununun Alman dilinin usta şairi Hölderlin tarafından yapılmış olan çevirisinden Brecht’in yaptığı bir uyarlamadır. Antigone’de Sofokles, Labdokos soyunun çöküşünü anlatır. Tebai kentinde, Oidipus’un ölümünden sonra oğulları Eteokles ile Polyneikes iktidar için birbirleriyle mücadele ederler. Tebai’den kovulan Polyneikes, bir müddet sonra kente saldırır; saldırı başarısız olur ve savaşta iki kardeş birbirini öldürürler. Kentin yeni kralı, iki kardeşin dayıları olan Kreon’dur. Kreon, yeğenlerinden Eteokles’e şerefli bir gömme töreni yaptırır; buna karşılık Polyneikes’in kentin düşmanı olduğunu ileri sürerek, onun cesedini gömdürtmez ve kurda kuşa yem olmak üzere açıkta bırakılmasını emreder. Polyneikes’in kız kardeşi Antigone, ölü kardeşinin hukukunun çiğnenmesine karşı çıkar ve kardeşini simgesel olarak gömer; Antigone bu hareketinden dolayı Kreon tarafından ölüm cezasına çarptırılır. Antigone zindanda kendini asar. Kreon, olacakları önceden bilen Kâhin Teiresias’ın uyarılarına çok geç kulak verir. Önce, Antigone’ye âşık oğlu Heimon’un, sonra da oğlunun öldüğünü duyan karısı Eurydike’nin kendilerini öldürdükleri haberini alır. Brecht oyunu yazarken öykünün “akılcılaştırılmasını” hedeflemiştir. Oyuna yeni bölümler eklemesinin gerekçesi de, eski Yunan’daki “yazgısal olan”ı ortadan kaldırmak istediğidir. Brecht ayrıca, öykünün gelişimini güncelleştirmiştir. Sofokles’in oyununda Kreon, yenilgiyi sezdiği halde, Tebai halkını kendi ile birlikte yıkıma sürüklemesine yol açar. Brecht bu olaya karşılık olmak üzere, oyununun başına, İkinci Dünya Savaşı sonlarında savaştan kaçan askerlerin Hitler’in cellatları tarafından insan onuruna aykırı bir biçimde idam edilmelerini anımsattığı bir ‘Ön Oyun’ yazar. Ön Oyun, Sovyet Ordusu tarafından ele geçirilen Berlin’in, savaşın son haftalarındaki günlerini canlandırmaktadır. Sofokles eserinde, insanoğlunun körü körüne kadere teslim olmak zorunda olduğunu vurgulamıştır; buna karşılık Brecht, bu uyarlamaya, insanoğlunun kaderinin insanın kendisi olduğu düşüncesini koymuştur. Sofokles’in eserinde Kâhin Teiresias, Tanrı’nın takdirini önceden bilen bir kişi olarak verilirken, Brecht’in uyarlamasında bu karakter, akıllı, olayları ve insanları iyi gözlemleyen bilge bir insandır; bundan ötürü de, bazı olacakları önceden söyleyebilecek duruma gelmiş biri kişi olarak algılanır.